Kavlak: Örgütlenmeye uzanan elleri kırmak için mücadele ediyoruz

Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye’de sendikacılığın dramatik bir sona doğru gittiğini söyledi. Kavlak, "Kazandığımız haklara el uzatıyorlar. Örgütlenmelere, sözleşmeler, sosyal güvene el uzatıyorlar. Biz işte bu elleri kırmak için mücadele ediyoruz. Kırana kadar da mücadele devam edecek." dedi.

Türk Metal Sendikası Bursa 1 Nolu Şubesi’nin 1. Olağan Genel Kurulu’na katılan Pevrul Kavlak, Türkiye’de sendikalarının var olma gerekçesi olan sözleşmelerin yapılamadığını öne sürdü. Emekçiler ve sendikaları yok etmek isteyenlerin olduğunu anlatan Kavlak, "Bunlar açıktan ve gizliden kuyularını kazmaya devam ediyorlar. Kazandığımız haklara el uzatıyorlar. Örgütlenmelere, sözleşmelere, sosyal güvene el uzatıyorlar. Biz işte bu elleri kırmak için mücadele ediyoruz. Kırana kadar da mücadele devam edecek. Sözleşmenin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Demokrasinin olmadığı yerde huzur olmaz. Sendikalar bir anlam ifade etmez. Dernekten farkı olmaz. 350 bin kişi neyi bekliyor? Bugün 22 Eylül 2012 aradan 137 gün geçti. Soru işaretleriyle dolu. Sözleşmenin yürürlük tarihi 1 Eylül 2012. Ama ortada ne bir sözleşme var, ne de görüşme. Tespitler yok. Biz uslaşmayı da biliriz. Savaşmayı da. Eğer bunu yapamazsak, müzakere ile alamazsak sokaklarda mücadele ile alırız bu yetkiyi." diye konuştu.

Son zamanlarda artan terör olaylarını değerlendiren Kavlak, teröristlerin insan olmadığını kaydetti. Günlerdir acı haberlerle uyandıklarını belirten Pevrul Kavlak şöyle devam etti: "Kahpece bir tuzağa doğru çekiliyoruz. PKK ve onun uzantıları, elini kolunu sallayarak Türkiye’nin her yerinde cinayetler işliyor. Ateş sadece düştüğü yeri değil, Türkiye’yi de yakıyor. Ama unutmayalım. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatmak istemiyorsak, teröre destek verenleri iyi tanımalıyız. Onlara karşı tepkimizi sonuna kadar dile getirmek zorundayız. Çünkü bu çevreler küçük bir anlayışa hoşgörü ile değil, bomba ve mayınla cevap verecek kadar katil ruhludur. Bunların kendi iradesi değil. Bunlar emir eridir. Emperyalizmin kucağına oturmuşlar. Onların artıklarıyla besleniyorlar. Bunlar insan değil, yaratıktır."