Hava kalitesi değerlerinin belirlenmesi ve hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iller bazında düzenlediği ‘hava kalitesi değerlendirmesi’ konulu çalıştayların ikincisi Bursa’da sürüyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ortak organizasyonuyla BUSKİ Konferans Salonu’nda 25–29 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen çalıştayın açılışında konuşan Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Bahattin Kuşoğlu, çalıştay süresince, temiz hava planı için yapılması gerekenlerin enine boyuna tartışmaya açılacağını söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Alman Çevre Bakanlığı’ndan yetkililerin sunum yaptığı çalıştaya, ekoloji ve çevre ile ilgili alanlarda faaliyet gösteren kuruluşların temsilcileri katılıyor.
Çalıştayın ilk oturumunda, kent içi ulaşımda ‘hafif raylı sistem’ uygulamasının, hava kirliliğinin önlenmesindeki önemine dikkat çekildi ve Bursa’nın hava kalitesi ele alındı.
Yapılan değerlendirmeye göre, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kent içi ulaşımın rahatlatılması doğrultusunda izlediği ulaşım stratejisinin, solunabilir temiz hava için de gerekliliğini belgeler nitelikte veriler gündeme getirildi.
Çalıştayın konuk konuşmacılarından olan Berlin Sağlık Çevre ve Tüketici Koruması Daire Başkanı Dr. Martin Lutz, ‘hafif raylı sistem’ uygulamasının yaygın olduğu kentlerdeki hava kirlilik oranlarının, sistemin uygulanmadığı kentlere oranlara daha düşük seviyelerde seyrettiğini söyledi.
Bursa ile Berlin’in trafik yoğunluğu, sanayi yapılanması gibi kriterler bazında benzer özellikler gösterdiğine işaret eden Lutz, “Berlin’in ana arterleri ile şehrin genelinde yaptığımız hava ölçümlendirme raporları, hava kirliliğine neden olan en önemli faktörün trafikten kaynaklandığını gösterdi. Araçların egzoz dumanlarının ve araç lastiklerinin asfalta sürtünmesinden kaynaklanan toz zerreciklerinin, havanın kalitesini düşürdüğünü ve hava kirliliğine yol açtığını belirledik. Araştırmalarımız, hava kirliliğinin oluşumunda sanayiden kaynaklanan etkenlerin, araç trafiği kadar baskın özellikte olmadığını ortaya koydu. Bu bağlamda, Berlin için elde ettiğimiz verilerin, Bursa için de benzer özellikler içerdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.” diye konuştu.
Hava kirliliğinin asgari düzeylere indirilmesinde dizel araçların euro 2 ve benzinli araçların da euro 1 sınırlarına çekilmesinin, alınacak önlemler zincirinin bir halkasını oluşturduğunu vurgulayan Lutz, toplu ulaşımda ağırlıklı olarak hafif raylı sisteme geçilmesinin de diğer halkasını oluşturduğunu sözlerine ekledi.
