Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ( ESOGÜ) Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer, Pandemik gripten korunmada öncelikli yöntemin aşılama olduğunu söyledi. Usluer, "Bu konuda toplum yeterli bilgiye sahip değil. Buna göre, insanlarımız panikle kendine göre önlemler almaya çalışıyor. Türkiye ye getirilen Pandemik grip aşısının zararlı yan etkisi yoktur." dedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından "Pandemik Grip-Pandemik Aşı" konulu toplantı düzenlendi. Prof. Dr. Necla Özdemir Salonu'nda gerçekleşen toplantıdan konuşan Prof. Dr. Usluer, Pandemik grip'te doğru bilgilendirmenin yapılmadığını dile getirdi.
Pandemik grip'ten korunmanın başında kişisel korunma geldiğini dile getiren Prof. Dr. Usluer, " Aşılama, antiviral ilaçların kullanılması, toplumun doğru bilgilendirilmesi ve eğitimin sürdürülmesi, yer alan virüse karşı ellerin sık sık yıkanması, kâğıt mendil kullanılması, kalabalık ve kapalı alanlardan mümkün olduğunca uzak durulması ve binaların dezenfektasyon edilmesi çok önemli." diye konuştu.
BİNALARIN DEZENFEKTASYONU KONUSUNDA ETKİSİZ KALINDI
Binaların dezenfektasyonu konusunda etkisiz kalındığının altını çizen Prof. Dr. Usluer, hava yoluyla da bulaşan virüsün eşyaların dezenfekte edilmesi yoluyla engellenmesi mümkün olmayacağını kaydetti.
Korunma da öncelikli yöntemin aşılanma olması gerektiğini dikkat çeken Usluer, cerrahi maske kullanımının da etkili olacağının altını çizdi.
Aşı üretiminin sınırlı olması nedeniyle adjuvan madde içeren aşıların devreye girdiğini vurgulayan Usluer, şöyle konuştu: "Aşının yüzde 90'ı Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'da üretiliyor. Üretimde ilk sırada yer alan Kanada üretilen aşının yüzde 10'unu gelişmekte olan ülkelere ayırdı. Aşının yeterli miktarda bulunmadığı durumlarda adjuvan madde içeren aşılar devreye giriyor. Türkiye'de bulunan aşıda ise Skualen maddesi yer alıyor. Bu madde köpekbalığı karaciğerinden elde ediliyor. Balık, karaciğer yağı ve zeytinyağında dahi bulunan bu maddenin miktar bakımından zararlı bir yan etkisi olmayacaktır. Ayrıca aşıda bulunan cıva içeriği de insan sağlığını tehdit edecek miktarda ve türde bir madde değildir." diye konuştu.
Prof. Dr. İlhan Özgüneş ise günümüze kadar insanlığı tehdit eden grip salgınlarına değindi. 1918, 1957 ve 1968 yıllarında gerçekleşen salgınların sonuçlarını anlatan Prof. Dr. Özgüneş, kuşlardan veya domuzdan insana geçip yeni bir yapı oluşturan virüslerin mutasyona uğrayarak, etki alanının farklılaştığını vurguladı.
Prof. Dr. Özgüneş, "Pandemi sayılabilmesi için bir virüsün öncelikle yeni bir virüs olması, hayvandan insana geçmesi, insanda enfeksiyon oluşturması ve yeterli kişiye bulaşmış olması gerekir." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Özgüneş, 6-8 haftalık dalgalanmalar ile yayılan virüsün hızının artabileceğini veya azalabileceğini bu nedenle de bir Pandeminin önceden etkilerinin belirlenemeyeceğini işaret etti.
Türkiye'de virüsün görülme sayısının özellikle çocuklarda ve genç nüfusta yüksek olduğunu ifade eden Özgüneş, gribin kendiliğinden ortadan kaybolma ihtimalinin olası görülmediğini dikkat çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.