CHP PM Üyesi Kaleli: Kadınların hakları alınmak isteniyor

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Sena Kaleli, 5 Aralık 1934 günü kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanunun yıl dönümünde kadınlara uygulanan baskı ve şiddeti eleştirdi. Kaleli, kadının sadece siyasi hayattaki haklarının değil, yaşam hakkının bile elinden alınmak istendiğini iddia etti.

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Sena Kaleli, 5 Aralık 1934 yılında Atatürk tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümünde, kadının siyasi hayattaki önemine vurgu yaparak, günümüzde kadına yönelen şiddeti ve günlük yaşamdaki baskıları eleştiren bir açıklama yaptı. Türkiye’nin birçok modern ülkeye göre kadına seçme ve seçilme hakkını çok daha önce tanıdığını ifade eden Kaleli; ”Bu alanda kazandığımız öncülüğü maalesef bugün kaybediyoruz. Kadınımızın kendini ifade etmesi bir yana baskı ve şiddet her geçen gün artıyor.” dedi.

Kadının siyasette uzun yıllar yok sayıldığını ifade eden Sena Kaleli, şunları söyledi: “Ancak son seçimlerde Meclis'teki kadın vekil oranı yüzde 14 seviyesine gelebildi. Ancak bu hala medeni ülkelerde olması gereken oranın çok altında. 187 ülke parlamentolarındaki kadın milletvekillerini karşılaştıran Parlamentolar Birliği'nin 2009 yılı sonu verilerine göre bu alanda ilk sırayı 80 koltuklu parlamentonun yüzde 56,3’ünü kadınların oluşturduğu Ruanda aldı. İkinci sırada 349 koltuğun yüzde 46,4’ünde kadınların bulunduğu İsveç, üçüncü sırada ise 400 koltuğun yüzde 44,5’ini kadınlara veren Güney Afrika yer alıyor. Aynı sonuçlara göre Türkiye yaklaşık 187 ülke arasında ilk 100 ülke arasına bile giremiyor. Bu boyutu ile değerlendirdiğimizde kadının parlamentodaki oranını arttırmak için çok fazla çaba göstermeliyiz.”

YAŞAM HAKKINI SEÇİYORUZ

Kadın erkek eşitliğinin her dönem olduğu gibi bu dönemde de çok önemli olduğunun altını çizen Kaleli şunları kaydetti: “Kadınlarımız ve erkeklerimiz eşit bir yaşam sürebilmeli. Bunun için gerekli olan çalışmalar yapılmalı. Yeni anayasa mutlaka kadına fırsat eşitliği yaratmalı. Kadın tüm seçimlerini özgürce yapabilmeli. Kadının toplum içinde yer alması, sosyalleşmesi, erkeği de sosyalleştirecek, her yönden kontrollü hale getirecektir. Sevgisiz sadece siyasi ideolojilerin peşinden giden anlayış, şiddetin çözümü olamaz. Baskı ve şiddet ile hiçbir sonuca varılamaz. Seçme ve seçilme haklarımız hiçbir şekilde elimizden alınamaz. Onun için biz kadınlar şiddeti ve ölümü değil yaşamayı ve yaşam hakkını seçiyoruz. Atatürk’ün “Ruhunuzu ve özgürlüğünüzü baskılardan kurtarın” sözü bizim şiarımız olmalıdır.”